Özel BEYMER TIP MERKEZİ


http://www.beymertip.com/

Pazar

DEMANS (unutkanlık hastalığı)Yaşlanma – İleri Yaş DUYGUSAL VE ZİHİNSEL ZİNDELİK



 

Duygusal ve zihinsel zindelik fiziksel zindelikle yakından bağlantılıdır, çünkü zihninizin bedeniniz üzerinde güçlü bir etkisi vardır ve fiziksel durumunuzun da kendinizi iyi veya kötü hissetmeniz ve düşünceleriniz üzerinde etkisi vardır. Ayrıca sosyal temas da duygularınız üzerinde büyük fark yaratır.
“Kaybedilmiş” bir aktivitenin yerine yenisini koymak, aktif kalmanın ve kendinizi iyi hissetmenin anahtarıdır. Örneğin; artık koşamıyorsanız, yürümeyi, bisiklete binmeyi ve/veya yüzmeyi deneyebilirsiniz. Ve eğer favori aktiviteniz dans etmekse, su jimnastiği derslerine katılmak gibi sosyal ve fiziksel aktivite içeren başka bir şeyi deneyebilirsiniz. Yaşlanma ve sağlığınızdaki değişiklikler nedeniyle her şeyi yapamayacak durumda olsanız bile, “kaybedilmiş” aktiviteleri yenileriyle değiştirmek sizin pozitif bir tavır sergileyerek sağlık hissini yakalamanıza yardımcı olabilir.
Fiziksel aktivite: Duygusal ve bilişsel sağlığınızı düzenli aktiviteyle koruyun veya geliştirin. Fiziksel aktivite bedende duygusal sağlığa iyi gelen kimyasalları üretirken, hareketsizlik ise depresyon, anksiyete ve stresi daha da kötüleştirebilir. Fiziksel aktivite ve Alzheimer ve diğer demans türleri arasındaki bağlantıyı gösteren çeşitli araştırmalar yapılmıştır. Fiziksel olarak aktif olan yetişkinlerin aktif olmayanlara oranla Alzheimer veya demans risklerinin daha az olduğu saptanmıştır.

Sosyal aktivite: Arkadaşlar, aile ve toplumla iletişim içinde olarak duygusal sağlığınızı koruyun veya geliştirin. Fiziksel olarak ister sağlıklı ister hasta olsun, diğerleriyle ilişki içinde olan kişiler sosyal ilişkisi olmayanlara nazaran daha iyi durumdadırlar. Toplumda gönüllü olmak ve yeteneklerinizi ve bilgeliğinizi diğerleriyle paylaşmak hayatınızı zenginleştirmenin en iyi yoludur.
Zihinsel aktivite: Hafızanızı ve keskin zekanızı koruyun veya geliştirin:
  • antidepresanlar ve psikolojik danışmayla depresyon tedavi edilebilir.
  • Sigarayı bırakın. Sigara içmek zihi
  • Her gün zekanıza meydan okuyun. Okuyun, yeni bir müzik aleti veya lisan öğrenin, çapraz bulmaca yapın veya diğerleriyle strateji oyunları oynayın. Tıpkı aktif beden gibi aktif beyin de gelişir. Aktif olmayan beyin ise gücünü zamanla yitirir.
  • Hafızanıza yardımcı olun. Kolayca unuttuğunuz tarihleri, isimleri ve diğer önemli bilgileri not edin. Rutin ve tekrarlama kullanın. Örneğin; gözlük veya anahtar gibi her gün kullandığınız şeyleri belirli bir yere koyun. Ve yeni biriyle tanıştığınızda, resmini çekin ve adını birkaç kere yüksek sesle başkalarına veya kendi kendinize tekrarlayan (yaşınız kaç olursa olsun aklınızda çok fazla şey tutmak yeni bilgileri hatırlamanızı engelleyebilir, yaşlandıkça yeni bilgileri hatırlamak daha fazla zaman alabilir).
  • Yaşlılarda yaygın görülen bilişsel inkarın sebebi olan depresyonu engelleyin. Unutmayın depresyon tedavi edilebilir. Alkol ve sakinleştiricilerin yatıştırıcı etkisinden kaçının, sağlıklı beslenin ve hayatınıza anlamlı aktiviteler katın (öğrenmek, yaratıcı bir şeyler yapmak, çalışmak, gönüllü olmak gibi). Depresyonda olduğunuzu düşünüyorsanız, profesyonel yardım arayın,
  • nsel aktiviteyi yavaşlatabilir ve sağlığınız açısından zararlıdır. Eğer sigarayı kendi başınıza bırakamıyorsanız, profesyonel yardım alın.


Stres azaltıcı ve rahatlatıcı teknikler: Aşırı yaşamsal stres bedeninize, zihninize ve size yakın olan kişilerle ilişkilerinize zarar verebilir. Düzenli fiziksel aktivitenin yanında, günde 20 dakikanızı rahatlamaya ayırın:
  • İlaçlar, dikkatinizi odaklamanıza ve zihninizi ve bedeninizi sakinleştirmenize yardımcı olur. Günlük ilaçlar yüksek tansiyon, kronik ağrı, anksiyete ve depresyon gibi fiziksel ve duygusal durumlar için kullanılır.
  • Beden strese karşı kas gerilmesiyle reaksiyon verir, bu da ağrı veya rahatsızlık hissine neden olabilir. “1Kademeli kas relaksasyonu” kas gerilmesini ve genel anksiyeteyi azaltır ve rahat uyumanızı sağlayabilir.
  • Nefes alma yönteminiz tüm bedeninizi etkileyebilir. Rahatlamak için “2nefes egzersizini” deneyin. Derin bir nefes, tansiyonu ve stresi azaltmak ve rahatlamak için iyi bir yöntemdir.
Pozitif düşünme: Pozitif düşünmek daha uzun ve mutlu bir yaşam sürmenizi sağlar. Her ne kadar iyimser bir kişiliğiniz olsa da, bazen yaşamınızı pozitif bir çerçeveye oturtturmak ilave bir çaba gerektirebilir. Günlük hayatınızda pozitif düşüncenin gücünü toplamak için şunları yapın:
  • Kendiniz, sağlığınız ve genel hayatınızla ilgili pozitif beklentiler yaratın. Eğer kendinizi negatif konuşurken veya kötü bir sonucu öngörürken yakalarsanız, hemen durun. Düşüncenizi pozitif bir çerçeveye oturtun ve bunu yüksek sesle söyleyin veya yazın. Bu tür pozitif düşünceler sizin kanser, ameliyat veya diğer yaşamsal krizlerden iyileşerek çıkmanıza yardımcı olabilir.
  • Mizaha, arkadaşlığa ve sevgiye açık olun. Gülmek ve keyif alacağınız insanlarla beraber olmak için fırsatlar yaratın.
  • Allah’a olan inancınıza, doğayla olan bağlantınıza ve sevginize başvurun. Manevi sağlığınız, kişisel testleri başarıyla atlatmanıza ve yaşam sevincinizi arttırmaya yardımcı olabilir.
1Kademeli kas relaksasyonu: Tüm kasları sırayla çalıştırmak için önceden yaptığınız bir kaydı kullanabilir veya kas gruplarının sıralamasını öğrenip aklınızda tutabilirsiniz.
  1. Sırt üstü yatıp gerinebileceğiniz rahat ama sert bir yer bulun. Örneğin halı kaplı bir yer olabilir.
  2. Nefes alın ve her bir kas grubunuzu gerin (sıkı fakat kramp girecek kadar olmasın), 4 ila 10 saniye böyle kalın, sonra nefes verin ve hemen tüm kas grubunu gevşetin (kademeli olarak değil, tek seferde gevşetin) 10 ila 20 saniye rahatlama payı bırakın.
  3. Hepsini bitirdiğinizde 5’den geriye doğru sayıp kalkın.
Kas grupları ve nasıl gerilmesi gerektiği:
  • Eller: yumruk yapın
  • Bilek ve kolların dirsek altındaki bölümü: Gerin ve ellerinizi bileklerinizin arkasına doğru bükün
  • Biseps (pazu) ve üst kollar: Ellerinizi yumruk yapın, kollarınızı dirseklerden bükün ve pazularınızı kasın
  • Omuzlar: silkin
  • Alın: Kaşlarınızı sıkıca çatın
  • Göz çevresi ve burun kemeri: Gözlerinizi mümkün olduğunca sıkı kapatın (eğer lens kullanıyorsanız, egzersiz öncesi çıkarın)
  • Yanaklar ve çene: Mümkün olan en geniş gülümsemeyi yapın
  • Ağız çevresi: Dudaklarınızı sıkıca birbirine bastırın (yüz bölgenizdeki basıncı kontrol edin)
  • Ense: Başınızı geriye doğru sıkıca bastırın
  • Boyun: Çenenizi göğsünüze bastırın (ense ve başınızdaki basıncı kontrol edin)
  • Göğüs: Derin bir nefes alın, nefesinizi tutun ve sonra nefes verin
  • Sırt: Sırtınızı yerden yukarı doğru kaldırın
  • Mide: Kasın (göğsünüz ve midenizdeki gerilimi kontrol edin)
  • Kalça: Kalçanızı sıkın
  • Üst bacaklar: Kasın
  • Alt bacaklar: Ayak parmaklarınızı yüzünüze bakacak şekilde tutun ve daha sonra ayak parmaklarının ileriye bakacak şekilde ayağınızı bükün (belinizdeki basıncı kontrol edin).
Bunun sonunda meditasyon da yapılabilir.
2Nefes egzersizi: Burada amaç ciğerlerinizin tamamını kullanarak nefes ritminizle bağlantı kurmanızdır. Her pozisyonda yapılabilir, fakat sırt üstü yatıp dizlerinizi bükerseniz, daha kolay öğrenirsiniz.
  1. Sol elinizi karnınıza, sağ elinizi göğsünüze koyun. Nefes alıp verdikçe ellerinizin nasıl yukarı aşağı hareket ettiğini hissedin.
  2. Ciğerlerinizin alt bölümünü göğsünüzdeki eliniz yukarı çıkacak ve karnınızın üzerindeki eliniz hareket etmeyecek şekilde havayla doldurun. Her zaman burnunuzdan nefes alın ve ağzınızdan nefes verin.
  3. 8-10 kez alt ciğerlerinizi havayla doldurup boşalttıktan sonra, ikinci adıma geçin: Önce alt ciğerlerinizi havayla doldurup sonra göğsünüzün üstüne kadar hava doldurmaya devam edin, bunu yaparken göğsünüzdeki elinizin yukarı kalkarken karnınızdaki eliniz karnınız çöktüğünden biraz aşağı inecektir.
  4. Ağzınızdan yavaşça ses çıkararak nefesinizi verirken önce sol sonra sağ eliniz hareket edecektir. Nefes verirken gerilimin bedeninizi terk ettiğini hissedin ve daha çok rahatlayın.
  5. 3-5 dakika bu şekilde nefes alıp verin. Göğsünüz ve karnınızın bir dalga gibi ritmik hareketlerle inip çıktığını fark edin.
Bunu birkaç hafta yaptıktan sonra herhangi bir pozisyonda yapabilecek hale geleceksiniz. Bazı insanlar ilk birkaç seferde baş dönmesi yaşayabilir, bu durumda nefes alıp verişinizi yavaşlatın ve ağır ağır ayağa kalkın.
Sabah nefes alıp verme



Sabah uyandığınızda kas sertleşmesini yok etmek ve nefes yolunuzu açmak için nefes alıp vermeyi deneyin. Sonra bunu gün boyunca gerilimi azaltmak için deneyin.
  1. Ayakta dururken hafifçe dizlerinizi bükerek belinizi öne kırın, kollarınızı yere doğru gevşek bırakın.
  2. Yavaşça ve derinden nefes alırken aşamalı olarak dikleşin, en son kafanızı kaldırın.
  3. Bu pozisyonda birkaç saniye nefesinizi tutun.
  4. İlk pozisyonunuza dönerken yavaşça nefesinizi verin.

UNUTKANLIK: GENELLİKLE DÜŞÜNDÜĞÜNÜZ ŞEY

OLMAYABİLİR.






Yaşlıların çoğu gittikçe unutkan olmaktan korkar. Unutkanlığın Alzheimer’ın ilk işareti olduğunu düşünürler. Eskiden hafıza kaybı ve kafa karışıklığının yaşlılığın bir parçası olduğu düşünülürdü. Günümüzde bilim adamları bunun yaşın getirdiği bir gereklilik olmadığını, sadece hatırlamanın biraz zaman alabileceğini saptamıştır.
Birçok insan hafıza sorunları yaşamaktadır. Bazı hafıza sorunları ciddiyken diğerleri değildir. Hafızalarında, kişiliklerinde ve davranışlarında ciddi değişiklikler olanlar demans adı verilen bir beyin hastalığından mustarip olabilirler. Demans ciddi bir biçimde kişinin günlük hayatını etkiler. Alzheimer demansın birçok türünden biridir.
Demans terimi, beyin fonksiyonlarındaki değişikliklerin sebep olduğu bir dizi belirtiyi tanımlar. Bunlar: tekrar tekrar aynı soruyu sormak; tanıdık yerlerde kaybolmak; yönlendirmeleri takip edememek; zamanı, yerleri ve kişileri karıştırmak; emniyet, hijyen ve beslenmeyi ihmal etmek. Demansta insanlar becerilerini farklı oranlarda kaybederler. Demans çeşitli durumlar sebebiyle olur. Demansa sebep olan bazı durumlar tersine çevrilebilir, bazıları değiştirilemez. Ayrıca, bazı tıbbi rahatsızlıklar Alzheimer belirtilerinin görülmesine sebep olur, fakat bu durum Alzheimer değildir. Bu tıbbi rahatsızlıkların bazıları tedavi edilebilir. Düzeltilebilir durumlar şunlardır; yüksek ateş, su kaybı, vitamin eksikliği ve yetersiz beslenme, ilaçlara karşı gösterilen kötü reaksiyon, tiroit problemleri veya küçük çaplı kafa yaralanmaları. Bu tür tıbbi durumlar ciddi olabilir ve mümkün olan en kısa sürede bir doktor tarafından tedavi edilmesi gerekir.
Bazı yaşlıların duygusal problemleri demansla karıştırılabilir. Üzgün, yalnız, dertli veya sıkılmış hissetmek, emekli olmuş veya eşinin, akrabasının veya arkadaşının ölümüyle başa çıkmaya çalışan yaşlılarda yaygın olarak görülebilir. Bu değişikliklere uyum sağlarken bazılarında kafa karışıklığı ve unutkanlık görülebilir. Duygusal problemler aile ve arkadaş desteğiyle veya bir profesyonel psikolojik danışman veya doktor yardımıyla hafifletilebilir.
Yaşlılarda en sık görülen demans türleri Alzheimer ve Vasküler demanstır. Bu demans türleri iyileştirilemez. Alzheimer’da beynin belirli yerlerindeki sinir hücreleri değişiklikleri çok sayıda hücrenin ölümüne yol açar. Alzheimer belirtileri yavaş başlar ve kalıcı şekilde kötüleşir. Hastalık ilerledikçe, belirtiler hafif çaplı unutkanlıktan düşüncede, yargılamada ve günlük aktivitelerde ciddi düzeyde bozukluklara kadar uzanır. Ve sonunda hastaların tam bir bakıma ihtiyacı olur.
Vasküler demansta, beynin kan tedarikindeki değişiklikler veya kesilme beyin dokularının ölmesine yol açar. Beyindeki bu kan akışının kesildiği bölgeler semptomların şiddetini belirler. Semptomlar genellikle aniden başlar ve tekrarlanan vuruşlar ile kademeli bir biçimde ilerler. Bu noktadan sonra beyne verilen hasar düzeltilemez, fakat sonrakilerin oluşması önlenebilir.

Teşhis

Hafıza problemlerinden şikayetçi olanlar doktorlarına görünmelidirler. Eğer doktor problemin ciddi olduğuna inanırsa, nörolojik ve fiziksel değerlendirme isteyebilir. Hafıza kaybıyla ilgili değerlendirme için hastanın tıbbi geçmişine, reçeteli, reçetesiz kullandığı ilaçlara, bitkisel takviyelere, beslenmesine ve genel sağlığına bakılır. Bu bilgilerin doğruluğunu onaylamak için doktor hastanın bir yakınına da sorabilir. Kan ve idrar testi, zihinsel beceri (hafıza, problem çözme, sayma ve lisan) testleri de istenebilir. Beyin tomografisi doktorun tedavi edilebilir bir hastalık olup olmadığını görmesine yarar, ayrıca daha sonra tekrarlanacak bir sonraki taramayla beyinde daha başka değişiklikler olup olmadığına da bakmak gerekebilir. Ayrıca Alzheimer ve Vasküler demans bir arada da görülebilir, bu da doktorun teşhis koymasını zorlaştırabilir.

Tedavi

Doktor demansın düzeltilemez bir türünü teşhis etse bile, hastayı tedavi edecek ve ailesinin bununla başa çıkmasını sağlayacak çok şey yapılabilir. Demans hastası doktor gözetiminde olmalıdır ve bir nörolog, psikiyatrist, aile hekimi, dahiliyeci veya geriatri uzmanına görünmelidir. Doktor hastanın fiziksel ve davranışsal problemlerini tedavi edebilir ve hasta veya ailesinin her tür sorusunu cevaplayabilir.
Alzheimer’ın başı veya ortalarında olan birçok kişi için, hastalığın bazı belirtilerinin kötüleşmesini geciktirmek amacıyla tacrine (Cognex), donepezil (Aricept), rivastigmine (Exelon) ve galantamine (Razadyne, önceden Reminyl olarak bilinirdi) verilir. Orta ve şiddetli demans için memantine (Namenda) kullanılan bir başka ilaçtır. Doktorlar Vasküler demansta tansiyon, kolesterol ve şekeri kontrol altına alarak ve sigara kullanımını sonlandırarak ilave zararın önlenebileceğine inanır.
Demans hastalarının çoğunun davranış problemleriyle ilgili ilaçlara ihtiyacı olmaz. Fakat bazılarına ajitasyon, anksiyete, depresyon ve uyku problemleri için ilaç verilebilir. Bu davranışlar demans hastaları arasında yaygındır ve doktorlarının verdiği ilaçları düzenli ve doğru olarak kullandıklarında rahatlarlar.
Sağlıklı beslenme önemlidir, dengeli beslenme genel olarak sağlıklı kalmaya yardımcı olur. Özellikle Vasküler demansta tıkanıklıkların önlenmesi açısından beslenme önemli rol oynar.
Demans hastalarının aileleri ve yakınları onlara günlük yaşantılarında yardımcı olabilirler. Özellikle hangi günde olunduğu, nerede yaşadıkları, evde ve dünyada neler olduğu gibi hayatları hakkındaki detaylar her gün tekrarlanmalıdır. Demansın başlarında hafıza desteği hastanın günlük yaşamında oldukça yardımcı olabilir. Büyük takvimler, günlük planların listesi, bazı ev gereçlerinin nasıl kullanılacağına dair notlar faydalı ve yardımcı olabilir.
Bilim adamları hala Alzheimer ve Vasküler demansın yarattığı hasarı yavaşlatabilecek, önleyebilecek ve geriye döndürebilecek ilaçlar üzerinde çalışmaktadır. Bu arada, demans belirtileri göstermeyenler hafızalarını keskin tutmaya çalışmalıdır. İlgi alanları ve hobiler geliştirmek, hem zihni hem de bedeni uyaran aktiviteler yapmak önerilmektedir. Ayrıca fiziksel zindelik ve egzersiz de zihin sağlığı için önem taşımaktadır. Alkollü içecekleri sınırlandırmak da çok önemlidir, çünkü zamanla fazla içmek kalıcı beyin hasarına sebep olabilir.
Stres, anksiyete veya depresyon kişiyi daha unutkan hale getirebilir. Bu duygular nedeniyle ortaya çıkan unutkanlık genellikle geçicidir ve bu hisler kaybolduğunda unutkanlık da geçer. Fakat bu hisler uzun sürerse, bir profesyonelden yardım almak gerekir. Tedavisi psikolojik danışmanlık ve/veya ilaç olabilir.
Sağlıklı insanlarda yaşlandıkça bazı fiziksel ve zihinsel değişiklikler oluşur. Aileler ve doktorlar tarafından demans yaşlılığın bir parçası olarak değil de bir hastalık olarak görüldüğünde, yaşlıların daha fazla acı ve üzüntü çekmesi önlenebilir.

65 YAŞINDAN SONRA DEPRESYON

Yaşlılarda klinik depresyon yaygındır, ama bu normal bir şey olduğu anlamına gelmez. Geç yaştaki depresyon 6milyon 65 yaş ve üstü Amerikalıyı etkilemektedir. Fakat bunlardan sadece % 10’u tedavi görür. Bunun muhtemel sebebi depresyon belirtilerini çoğunlukla farklı sergilemeleridir. Yaşlılardaki depresyon belirtileri sıklıkla hastalıkların ve kullanılan ilaçların oluşturabileceği belirtilere karıştırılır.


Yaşlılardaki depresyon gençlerdeki depresyonundan ne kadar farklıdır?


Yaşlılıkta depresyon diğer tıbbi hastalıklar ve yetersizliklerle beraber yaşanır. Ayrıca yaş ilerleyince eş ve/veya kardeş ölümü, emeklilik ve taşınma sebebiyle sosyal destek sistemi de kaybedilir. Yaşlıların değişen şartları ve yavaşlamalarının normal sayılması sebebiyle doktorlar ve aileleri depresyon belirtilerini gözden kaçırabilirler. Bunun sonucu olarak etkili bir tedavi gecikmiş olur ve yaşlıların çoğu kendilerini aslında kolayca tedavi edilebilecek belirtilerle başa çıkmaya çalışırken bulur.
Yaşlılarda depresyon uzun sürmeye meyillidir. Kalp rahatsızlığı ve hastalıktan ölme risklerini arttırır, aynı zamanda yaşlıların iyileşme sürecini yavaşlatır. Bu sebeple hafif bir depresyon bile olsa, tedavi edilmesi çok önemlidir.
Yaşlılarda depresyon intihar girişimine yol açabilir. 80-84 yaş arasındakilerde intihar oranı diğer yaşlardakilerin iki katıdır.

Yaşlılarda uykusuzluk ve depresyon ilişkisi

Uykusuzluk genellikle depresyon belirtisidir. Yeni araştırmalar uykusuzluğun—özellikle yaşlılarda—depresyonun başlaması veya tekrar oluşmasında bir risk faktörü olduğunu göstermiştir.
Uykusuzluk tedavisinde uzmanlar yaşlılara pek zararı olmayan yeni uyku ilaçlarını önermektedir. Eğer uyku bozukluğu ve/veya depresyonda bir düzelme olmazsa, psikiyatristler ilaç verebilir ve/veya psikoterapi önerebilirler.

Yaşlılarda depresyonun risk faktörleri nelerdir?


Yaşlılarda depresyon riskini arttıran faktörler:
  • Kadınlar daha büyük depresyon riski taşır
  • Bekar, evlenmemiş, boşanmış veya dul olmak
  • Destekleyici sosyal ağ eksikliği
  • Stresli yaşamsal olaylar
Felç, yüksek tansiyon, atriyal fibrilasyon, diyabet, kanser, demans ve kronik ağrı da riski arttırır. Ayrıca aşağıdaki faktörler de yaşlılarda depresyon riskini arttırır:
  • Belirli ilaçlar veya ilaç kombinasyonları
  • Bedensel görünüşte hasar (ampütasyon, kanser ameliyatı veya kalp krizi nedeniyle oluşmuş)
  • Aile geçmişinde majör depresif rahatsızlıklar
  • Ölüm korkusu
  • Yalnız yaşamak, sosyal izolasyon
  • Diğer hastalıklar
  • Geçmiş intihar girişimi veya girişimleri
  • Kronik veya şiddetli ağrı
  • Depresyon geçmişi
  • Matem
  • Madde bağımlılığı
İlk kez depresyon geçiren yaşlıların beyin taramalarında, çoğunlukla, beyinde yeterince kan akışı sağlanmayan noktalar görülür. Bu hücrelerdeki kimyasal değişiklikler herhangi bir yaşamsal stresten ayrı olarak depresyon olasılığını arttırabilir.
Depresyon tedavisinde kullanılacak çeşitli seçenekler vardır. Bunlar, ilaç, psikoterapi veya psikolojik danışma veya Eloktrokonvulsif Terapidir (EKT). Tedavisi zor olan vakalarda bunlar bir arada kullanılabilir.

 

Yaşlılarda antidepresan kullanımı

Antidepresanların çoğu yaşlılarda eşit derecede etkiye sahiptir. Fakat yan etkileri ve diğer ilaçlarla etkileşimleri kesinlikle dikkate alınmalıdır. Örneğin; amitriptyline ve imipramine gibi bazı eski tip ilaçların ani tansiyon düşmesi (kişi ayağa kalktığında) gibi yan etkileri vardır. Bu da düşmelere ve kırıklara neden olabilir.
Yaşlılarda antidepresanlar etkilerini gençlerde olduğundan daha geç gösterir. Yaşlılar ilaçlara karşı daha hassas olduğundan, doktorlar başta düşük dozda ilaç verirler. Genellikle yaşlılarda depresyon tedavisi gençlere nazaran daha uzun sürer.

Yaşlılarda psikoterapi depresyon tedavisinde yararlı olur mu?





Depresyondaki insanların çoğu ailelerinden ve arkadaşlarından destek alır, destek gruplarına ve psikoterapiye katılmak da yardımcı olur. Özellikle ilaç almak istemeyenler, yan etkileri ve diğer ilaçlarla etkileşimleri nedeniyle başka ilaç kullanamayanlar ve başka tıbbi rahatsızlıkları olanlar için psikoterapi faydalıdır. Yaşlılarda psikoterapi depresyonun sebep olduğu fonksiyonel ve sosyal sonuçları ele alabilir. Çoğu doktor psikoterapinin antidepresanlar ile beraber uygulanmasından yanadır.

EKT yararlı mıdır?

Yan etkileri ve diğer ilaçlarla etkileşimleri nedeniyle geleneksel antidepresanları kullanamayan yaşlılarda EKT etkili bir tedavi yöntemidir.

Yaşlılarda depresyon tedavisini başka hangi problemler etkiler?

Mental hastalıklar ve psikiyatrik tedaviye yapıştırılan utanç verici durum etiketi yaşlılarda gençler arasında olandan bile daha güçlüdür. Bu tip düşünceleri yaşlıların aileleri, arkadaşları ve komşuları da paylaşır. Bu utanç, yaşlıların depresyonda olduklarını kendilerine bile itiraf etmelerini engeller.
Depresyon, geleneksel belirtiler yerine fiziksel şikayetlerle ifade edilebilir. Bu uygun tedavinin yapılmasını engeller. Ayrıca yaşlılar yardım bulmayı ümit etmediklerinden depresyonlarından bahsetmezler.
Ayrıca yaşlılar yan etkileri veya pahalı olmaları yüzünden ilaçlarını almaya gönülsüz olabilirler. Depresyonun yanında başka hastalıklarının da olması antidepresanların etkisini bozabilir.
Alkol ve madde bağımlılığı ise etkili olabilecek tedaviyi bozabilir. Aileden birinin veya arkadaşının ölümü, yoksulluk veya izolasyon gibi mutsuzluk yaratıcı yaşamsal olaylar kişinin tedaviye devam etmek için ihtiyaç duyduğu motivasyonu yok edebilir.

EMEKLİLİK




Emeklilik safhasında birçok şey değişir. Çocukların evlenmesi veya boşanması veya büyükanne / büyükbaba olmak, aileye birilerinin katılması veya ayrılması bu safhanın büyük bir bölümünü kapsar.
Aslında bu safhada çocuklarınızın sorumluluğu üzerinizden kalkmıştır ve bu ana kadar yaptığınız çalışmalarınızın meyvesini yersiniz. Fakat bu safhada da bazı zorluklar olabilir, kendinize, ilgi alanlarınıza veya ilişkinize zaman ayırmayı planlarken, diğer aile üyelerine destek olmanız gerekebilir. Çoğu kişi yaşlılık devresindeki ebeveynlerine bakar. Onların duygusal, finansal ve fiziksel ihtiyaçları sizi zorlayabilir.
Fiziksel ve zihinsel becerilerinizi ya da finansal veya sosyal statünüzdeki değişimleri inkar safhasında olabilirsiniz. Bazen eşiniz de dahil olmak üzere aile üyelerinin ölümüyle de karşı karşıya kalırsınız. Bu aşamada yaşam kaliteniz, aşamanın başındaki değişikliklerle nasıl başa çıktığınıza bağlıdır. Ayrıca şu zamana kadar sağlığınızla ne kadar ilgilendiğiniz de önemlidir. Normal olarak yaşlanma kırışıklıklar, ağrılar, kemik yoğunluğunuzda değişikliklerle bedeninizi etkileyecektir. Mental veya kronik fiziksel hastalık riski yaşla beraber artar. Fakat yaşlanmak otomatikman sağlığınızın kötüleşeceği anlamına gelmez.
Emeklilik mutlu bir zaman olabilir. Torun sahibi olmak, sorumluluk almadan keyif alacağınız harika bir deneyim olabilir. Fakat yeterli destek sistemi olmayanlar ve finansal problemler yaşayanlar için bu dönem oldukça zor geçebilir.
Bu dönemdeki belirli hedefler:
  • Bedeniniz yaşlandıkça partnerinizle beraber ilgi alanlarınızı ve fiziksel yükümlülüklerinizi oluşturmak
  • Yeni ailesel ve sosyal rolleri keşfetmek
  • Aile üyeleri için duygusal destek sağlamak
  • Aile sisteminde yetişkinlerin bilgelik ve deneyimine yer açmak
  • Daha yaşlı jenerasyon için fazla şey yapmadan destek sağlamak
  • Eşinizin, kardeşinizin veya yakınınızın ölümüyle başa çıkmak ve kendinizi ölüm olgusuna hazırlamak
  • Hayatınızı, tüm öğrendiklerinizi ve deneyimlerinizi gözden geçirmek

    * WebMD’den çevrilmiştir. Ayrıntılı bilgiye ulaşmak için WebMD web sitesini ziyaret edebilirsiniz.

    Cuma

    Parkinson hastalığını önlemek için neler yapılabilir?nedenleri nelerdir?belirtileri nelerdir?kimlerde görülür?




    Parkinson hastalığı beyinde olması gereken bir maddenin olmaması sebebiyle ortaya çıkan bir hastalıktır. Parkinson hastalığında ortaya çıkan hareketlerde gözle görülür değişimler başlar. Örneğin kişi gayet rahat ve dinlenme şeklinde otururken para sayar denilen hareketi özellikle vücudunun tek tarafıyla tek eliyle sitemsiz şekilde yapmaya başlar. Buna zamanla vücutta meydana gelen ağırlık, tutukluklar da eklenir. 




    Parkinson hastalığı kimlerde görülür?


    Parkinson hastalığı beyinde olması gereken bir maddenin olmaması sebebiyle ortaya çıkan bir hastalıktır. Parkinson hastalığında ortaya çıkan hareketlerde gözle görülür değişimler başlar. Örneğin kişi gayet rahat ve dinlenme şeklinde otururken para sayar denilen hareketi özellikle vücudunun tek tarafıyla tek eliyle sitemsiz şekilde yapmaya başlar. Buna zamanla vücutta meydana gelen ağırlık, tutukluklar da eklenir. 

    Parkinson hastalığı kimlerde görülür?


    Parkinson hastalığı genelde binde üç oranında görülen ve 60 yaş üzerindeki kişilerde rastlanılan bir hastalık türüdür. Parkinson hastalığı genelde ileri yaşlarda ortaya çıktığı için, kişiler tarafından yaşlılık bulgularından sayıldığı için ilk başlarda fark edilmez. Araştırmalara göre Parkinson hastalıkları erkeklerde kadınlara nazaran daha fazla  görülmektedir


    Parkinson hastalığının belirtileri nelerdir?


    Parkinson hastalığının çok çeşitli belirtileri vardır. Parkinson hastalığı genelde tek taraflı titremeyle kendini ifade eder. Yürürken kişi tek elinin hareket etmeden vücuda yapışır şekilde durması, kişinin yüz mimiklerinin azalması, kişinin adımlarını daha kısa atmaya
    başlaması Parkinson hastalığının ilk belirtilerindendir



    Parkinson hastalığını önlemek için neler yapılabilir?


    Parkinson hastalığından korunmak için yapılacak en iyi şey sağlıklı beslenerek sağlıklı bir yaşlanma sürecine bedeni hazırlamaktır. Zihni yoracak, üzüntü ve stresli yaşam tarzından uzak durmak, düzenli spor yaparak bedeni dinç tutmak faydalı olacaktır
     

    Parkinson hastalığının nedenleri nelerdir?

    Parkinson hastalığının sebebi beyindeki dopamin denilen maddenin eksikliği ortaya çıkan bir hastalıktır. Bunun yanında kişiler maden işlerinde çalışması durumunda, başına tekrarlayan ağır darbeler alması durumunda, uzun süre psiyatris ilaçlar kullanmış kişilerde ileriki yaşlarda Parkinson hastalığı görülebilir.
     


    Parkinson ameliyatı nasıl olur?

    Parkinson ameliyatların hasta kesinlikle uyanıktır, konuşur haldedir ve sadece 5 adet iğne girişini duyar ve ağrısız, acısız bir Parkinson ameliyatı geçirirler
     

    Parkinson ameliyatı nasıl olur?

    Parkinson ameliyatların hasta kesinlikle uyanıktır, konuşur haldedir ve sadece 5 adet iğne girişini duyar ve ağrısız, acısız bir Parkinson ameliyatı geçirirler.

    Parkinson tedavisinde beyin pili tedavisi yöntemi nedir?


    Parkinson hastasına bütün tıbbi tedaviler yapılmış olmasına rağmen, gerekli ilaç tedavisi uygulanmış ama yan etkileri görülmeye başlamış ise, bu noktada beyin pili yerleştirilerek Parkinson tedavisi yapılabilir. Parkinson hastası uyanıkken kafasının içine yerleştirilebilen beyin pili, Parkinson hastalığının tedavisinde başarılı sonuçlar verebilmektedir.




    alıntıdır.

    Çarşamba

    Alzheimer Hastalığı, Nedenleri, Tedavisi


    Alzheimer Hastalığı, Nedenleri, Tedavisi 


    Alzheimer Hastalığı Nedir

    alzheimer nedirAlzheimer insan beyni ile ilgili bir hastalıktır. İnsan beyninin hormonal dengesinin bozulması ve sağlıklı işleyişin kaybolmaya başlaması ile, genellikle yaşlılık döneminde ortaya çıkan bir hastalıktır.
    Alzheimer Hastalığında hasta, yavaş yavaş öğrenme, konuşma, akıl yürütme, karar alma, yargılama, yorum yapma, iletişim, konuşma, günlük hayatsal etkinlikleri sürdürme yetilerini kaybetmeye başlar. Alzheimer halk arasında bunama olarak adlandırılır.
    Alzheimer Hastalığının kökeni ve ortaya çıkışı, Alman doktor Alois Alzheimer’e dayanır. Dr. Alzheimer 1906 yılında bir konferansta bir demans vakasının sunulduğu bir ders vermiştir ve Auguste adlı 51 yaşında kadın hastasını sunmuştur. Hastada, ileri derecede zihinsel sorunlar (hafıza, kavrama, konuşma ve yön bulma bozukluğu), işitsel ve görsel halüsinasyonlar, hezeyanlar ve davranış bozuklukları gözlemlenmiştir. Daha sonra bu hastayı 1906 yılında ölene kadar yaklaşık 5 yıl boyunca takip edilmiştir. Hastanın vefatından sonra otopsi yapılmış ve beyninde anormal kümeleşmeler ve lif yumakları görülmüştür. Bugün beyindeki bu yumaklar ve plaklar Alzheimer Hastalığının beyinde neden olduğu gemel değişiklikler olarak kabul edilmektedir.
    Araştırmalar yapıldıkça Alzheimer hastalarının beyinlerinde başka değişiklikler de tespit edilmiştir. Beyindeki sinir hücreleri ölmekte ve sinir hücreleri arasındaki bağlantılar bozulmaktadır. Ayrıca sinir hücreleri arasındaki iletişim sağlayan ve mesaj taşıyan bazı kimyasal maddelerin (hormonların) düzeyleri de azalmaktadır.
    Alzheimer her yaşlı insanda görülen bir hastalık değildir. İleri aşamalarında tedavi edilmesi mümkün değildir ancak erken teşhis ve tedavi yapıldığı takdirde hastalığın ilerlemesi önemli ölçüde yavaşlayabilmektedir.

    Alzheimer Hastalığının Belirtileri

    alzheimer belirtileriAlzheimer’in belirtileri ilk evrelerinde zor tespit edilir. İlk ortaya çıkan belirti unutkanlıktır. Daha sonra ise geçmişe yönelik bellek ve hafıza kaybı görülür. Hasta koyduğu eşyaların yerlerini unutur, alışverişe gider ne alacağını unutur.
    Unutkanlık ve hafıza kaybı aslında yaşlılıkta normaldir. Yani her yaşlı bir miktar unutkanlaşır, her unutkanlığı Alzheimer olarak değerlendirmek yanlıştır. Bu unutkanlık kişinin hayatını olumsuz yönde etkiliyorsa, dışarı çıktığında kayboluyorsa mesela, yolları bulamıyorsa ya da çok yakın akrabalarını tanımıyorsa Alzheimer’e işarettir. Çok nadir gördüğü kişilerin adlarını her insan unutabilir. Bu nedenle yaşlı bir yakınınızda unutkanlık varsa hemen Alzheimer mi acaba diye panik olmanıza gerek yok.
    Hastanın kendisine bakımı, temizliğe gösterdiği önem azalmaya başlar.
    Kişilik değişikliklikleri yaşanabilir, kişi agresif biri haline gelebilir ya da içe kapanık, kimseyle konuşmayan biri haline gelebilir.
    Konuşma güçlükleri, yavaş konuşma, konuşurken doğru kelimeleri seçememe, çok fazla düşünme gibi sorunlar ortaya çıkabilir.
    Zaman konusunda hangi günde olunduğu ya da hangi yılda olduğu gibi Alzheimer hastaları sorun yaşayabilirler.
    Yargılama ve karar almada zorluklar çekilir. Tutarsız davranışlar gösterebilir hasta. Basit matematik sorularını çözmekte zorluk çekebilir, elindeki paranın az ya da çok olduğunun farkında olmayabilir. Bir sorunla karşılaştığında kendi başına çözemez, kararsızlık sık rastlanan bir belirtidir.
    Sık sık anahtar ya da cüzdan gibi eşyaları kaybeder, nereye koyduğunu bulamaz mesela.
    Alzheimer belirtileri başlangıç düzeyinde depresyon gibi diğer hastalıklarla da karışabilir. Bu nedenle başlangıçta tespit etmek oldukça zordur. Beyinin yapısında da bu dönemde gözle görülür bir değişiklik de saptanamaz.
    Bir yakınınızda ya da kendinizde Alzheimer’den şüpheleniyorsanız, en kısa sürede bir Psikiyatri ya da Nöroloji uzmanına gözükmenizde fayda var.

    Alzheimer Hastalığının Evreleri

    alzheimer evreleriAlzheimerin evreleri 3 farklı dönem olarak sınıflandırılmıştır. Erken evre, orta evre ve geç ya da ileri evre ya da birinci, ikinci ve üçüncü evre olarak adlandırılır bu evreler.
    Birinci evrede:
    • Hafif bellek ve hafıza kaybı
    • Hangi günde olunduğunun farkında olamama gibi unutkanlıklar
    • Mekanları tanıma güçlüğü, kimin evinde olduğunu bilememe ya da yolları karıştırma gibi
    • Karar almada zorluk
    • Konuşmada duraksama ve doğru kelimeleri bulamama sorunları
    gözlenir. Birinci evrede Alzheimer’i teşhis etmek zordur, hastanın hayatını çok fazla olumsuz etkilemeyebilir bu evre. Hafif problemler birinci evrede ortaya çıkar.
    İkicni evrede:


    • Belirgin hafıza problemleri ve kaybı, en yakınlarını bile tanıyamama
    • Öz bakımda sorunlar, yıkanmama, temizlik yapmama, kıyafetlerini doğru giyememe
    • Dışarı çıktığında kaybolma
    • Konuşmada ileri derecede sorunlar, konuşma bozuklukları
    • Halisünasyon, olmayan cisimlerin görülmesi ya da seslerin duyulması
    gibi problemler gözlenir. Bu evrede günlük yaşam aktivitelerini sürdürmede hasta zorlanır.
    Üçüncü evrede:
    • Hasta yardım almadan yemek yiyemez
    • Aile bireylerini bile tanımamaya başlar
    • İdrar kaçırabilir
    • Konuşma yetisini büyük oranda kaybedebilir
    • İdrar kaçırabilir
    • Yatağa bağımlı bir hale gelebilir
    • Durduk yerde bağırabilir ya da soyunabilir ya da bu gibi tutarsız davranışlar gösterebilir
    gibi belirtiler gösterir. Bu evrede hasta tamamen dışa bağımlıdır, kendi başına hayatını sürdüremez. Zihinsel ve fiziksek bozukluklar beraber gözlenir.

    Alzheimer Hastalığının Tedavisi

    Alzheimer’in kesin tedavisi yoktur. Yani Alzheimer’e yakalanan bir hasta, tekrar tamamen eski haline dönemez. Ancak, Alzheimer’in ilerleyişini yavaşlatmak, hastanın başkalarına ve bakıma muhtaç hale gelmesini önlemek tedavinin amaçlarındandır. Birinci evreden ikinci ve üçüncü evreye geçişi durdurmak ya da geçiş süresini uzatmak da denebilir tedavinin amacına.
    Alzheimer’de bazı belirtiler de tedavi ile ortadan kaldırılabilir. Örneğin Alzheimer’e bağlı depresyon, uyku sorunları, yeme bozuklukları, halisünasyonlar ilaç tedavisi ile giderilebilir.
    Alzheimer tedavisi 2 yönlüdür. Birincisi ilaç tedavisi. İlaç tedavisi ve tedavide kullanılan ilaçların amacı beynin işlevini bozan ve dengesi bozulan hormonların ve kimyasal maddelerin yeniden normal seviyelere çekmek, dengede tutmaktır.


    İlaç tedavisine ek olarak hasta ve hasta yakınlarını Alzheimer konusunda eğitmek ve bilinçlendirmek önemli bir aşamadır. Hastaya nasıl bakılacağı, nasıl davranılacağı, bulunduğu ortamın, odasının, yatağının nasıl düzenleneceği, moralinin nasıl yüksek tutulacağı gibi konularda hasta yakınları bilinçlendirilir. Alzheimer’de hasta yakınları da hasta kadar sıkıntı çekerler. Hasta için Alzheimer çok zordur, hastanın psikolojisini alt üst edebilir. Hasta yakınlarını da bu anlamda hasta ile ilgilenmek ve sürekli ona bakmak zorunda olmak negatif etkileyebilir, Alzheimer ve hasta ile nasıl mücadele edileceğinin öğrenilmesi bu anlamda ilaç tedavisi kadar önemlidir.
    Alzheimer’li hataların ilaç tedavisine ek olarak, eş dost akraba içerisinde olması, ilgi görmesi, ziyaret edilmesi, gezdirilmesi, yürüyüşe çıkarılması ve sosyal hayattan kopmamasına çalışılması hastanın morali açısından önemlidir.

    Alzheimer Hastalığının Nedenleri

    alzheimer hastalığının nedeleriAlzheimer’in nedenleri açıkçası tam olarak bilinmemektedir. Temelde genetik faktörler ve çevresel nedenler olarak açıklanmaktadır. Genetik nedenler ya da faktörler, kişinin kromozom yapısı ve ailesinde Alzheimer yaşayan diğer kişilerin olup olmadığına göre bireyi Alzheimer’e yatkın yapar. Çevresel faktörler ise, aşırı stres yaşama, bir travmaya maruz kalma, kötü ve dengesiz beslenme gibi nedenler olabilirler.
    Yaşlılık döneminde bile kitap okuyan, sürekli birşeyler öğrenmeye çalışan, iyi beslenen, hareket eden, yeni bir dil öğrenen, öğrenmeden elini eteğini çekmeyen kişilerde Alzheimer’e yakalanma riski düşüktür. Bu nedenle yaşlansak bile kendimizi bırakıp sürekli uyuyan biri haline gelmektense, eş dost ortamından uzak kalmayıp, sohbet edip, kitap okuyup, hareket edip mutlu ve huzurlu bir hayat sürmeye çalışmakta fayda var.
    alzheimer hastalığı kişinin yaprak dökümü gibidir,
     ancak yapraklar tekrar yeşermez,
    ne kadar geç dökülürse o kadar iyidir.



      kaynak: prohayat.com

    Pazar

    Özel BEYMER A TİPİ TIP MERKEZİ







    2008 yılında ÖZEL BEYMER NÖROLOJİ DAL MERKEZİ olarak başlayıp, sonra 2012 de Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon bölümünün eklenmesi ile ÖZEL BEYMER NÖROLOJİ FİZİK TEDAVİ VE REHABİLİTASYON DAL MERKEZİ olduk. 2013 te Dahiliye ve Dermatoloji bölümleri ilavesi ile Özel BEYMER TIP MERKEZİ olarak eski yerimizde hizmet verdik.
    26.01.215 yılında kendi yerimizde Sağlık Bakanlığı tüm kurallarına uygun rusatlı modern 3020 m2 kapalı alanı olan yedi katlı merkezimizi bitirdik ve bu tarihte yerimiz taşındık.
    Merkezimiz Nöroloji, Fizik tedavi ve Rehabilitasyon, Dahiliye ,Kulak burun boğaz, Ağrı Anestezi-Akupunktur, Kadın Hast- Doğum, Psikolojik Danışmalık, Dermatoji kadroları temin edip A TİPİ TIP MERKEZİ ruhsatı alınıp BUTİK GÜN HASTANESİ konsptinde hizmet vermek amacı ile kuruldu.
    Merkezimizin en küçüğü 16 m2 genişliğinde boyutlarında doktor muayene odaları, hastaların gecede yatmasına olanak veren tek kişilik özel oda yapısında gözlem odaları, tam donanımlı acil servisi, sağlık bakanlığınca onaylanmış modern havalandırma-hijene uygun gerekli bölümleri olan tam donanımı 30m2 genişliğinde iki adet ameliyathane salonu olan ameliyathanesi, Bakanlıkça onaylana Uyku Laboratuvarı, modern cihazları ve odaları olan Fizik Tedavi Rehabilitasyon salonları, Fizik Tedavi Hidroterapi Havuzu, Konferans Salonu, Yemekhanesi, Biyokimya Laboratuvarı, Röntgen (radyoloji) Birimi, Ağrı-Akupunktur Salonu, Psikolog tarafından takip edilen Psikiyatrik Testlerlerin yapıldığı birim, Nörologlar tarafınca yönetilen Elektrofizyoloji Laboratuvarı (EMG ve EEG testleri yapılmakta), Muhasebe- Faturalama özel Anlaşmalı Kurumlar-Sigortalar birimleri bulunmaktadır.
    Halen hizmet vermekte olup en kısa sürede Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü, Dermatoloji-Dermokozmetik ilave bölümlerinide katkılarınızla hizmete sokmak için çalışmaktayız.
    arak Uzman Doktor kadromuzla hizmetinizdeyiz

    http://www.beymertip.com/



    www.facebook.com/beymertipmerkezi






                    


    Cuma

    Tansiyon aleti ile ilgili bilinmesi gerekenler



    Tansiyon aleti konusuna değinmeden önce tansiyonun ne olduğuna bakalım. Tansiyon, basınç ve gerginlik anlamına gelmektedir. Tıp dilinde atardamarın içindeki kan basıncını ifade eder. Kalp kasılır kan damarların içerisine belli bir basınçla pompalanır. Kanın damarın içinde akabilmesi için belirli bir basıncın olması gerekir. Damar içindeki basınç en yüksek seviyesine ulaşır. Buna büyük tansiyon denir. Kalbin gevşemesiyle, damarın içerisine pompalanan kan durur. Bu durumda damar devreye girer. Damar elastikiyeti sayesinde kana bir basınç uygulayarak kan akışını devam ettirir. Buna da küçük tansiyon denir. Tansiyon aleti aynı anda küçük ve büyük tansiyonu ölçebilmektedir.
                                   Beslenme şeklimizdeki değişiklikler sonucu artan kalp damar hastalıkları, şeker ve obezite gibi rahatsızlıklar tansiyon hastalığını tetiklemektedir. Tansiyon hastalığının artması ve yaş sınırının da düşmesiyle her evde bir tansiyon aleti bulundurmak gerekliliği ortaya çıkmıştır. Bu da beraberinde birçok tartışmaları getirmiştir. Tartışmalar geçmeden önce isterseniz çeşitlerine bir bakalım.

    Tansiyon Aleti Çeşitleri:

    • Riva-rocci Tansiyon Aleti: sütun şeklindedir, düz bir zemin üzerine konması gerekmektedir. Cıvalı bir manometresi vardır. Pompası, manşeti ve lastik hortumları vardır. Cıva tüpünün yanında ölçümü cıva cinsinden gösteren rakamlar bulunur. Rakamlar 0-300 arasındadır. Cıva 0 çizgisindedir. Cıvalı manometre kullanıcının göz hizasına göre yerleştirilmelidir. Cıvalı manometreler kan basıncını en doğru ölçebilen aletlerdir ancak kullanımı ve büyüklüğü nedeniyle daha çok hastanelerde kullanımı yaygındır.
    • Vaköz Tansiyon Aleti: yuvarlak bir manometresi vardır. Rakamlar bu manometrenin içinde dairesel olarak dizilmişlerdir. Hava ile hareket eden bir ibre sistemi vardır. Tansiyon ölçmeye başlamadan önce ibrenin sıfırda olduğu kontrol edilmelidir. İbrenin gösterdiği rakamlar en büyük ve en küçük kan basıncı rakamlarıdır. Zaman zaman doğru ölçüp ölçmediği kontrol edilmelidir. Digital tansiyon aletlerinden önce en yaygın kullanılan aletlerdi. Şu anda da hala eczane ve birçok doktor tarafından kullanılmaktadır.
    • Digital Göstergeli Tansiyon Aleti: kullanım şekline göre birkaç çeşidi bulunmaktadır. Koldan, bilekten ve parmaktan ölçen çeşitleri vardır. Pil ya da akü ile çalışırlar. Dijital tansiyon aletinin birçok ölçümü kaydedebilme özelliği hastaların ve doktorların tansiyon takibini yapabilmeleri açısından çok önemlidir.
    Bu tipler aynı zamanda nabız sayısını da ölçebilmektedirler. Kalbin kasılıp gevşeyerek damarlara yaptığı basınca halk arasında kalp atışı denir. Kalp dakikada 60 ila 80 arasında kasılır yani damarlara basınç uygular. Buna vuruş sayısı ya da nabız denir.
    Artık neredeyse her evde bulunan bu modellerin güvenilirliği tartışma konusudur. Bir kısım görüş tamamının yanlış ölçüm yaptığı yönünde olsa da bazılarına göre koldan ölçüm yapan modeller bilekten ölçüm yapanlara göre daha güvenilirdir. Bilekten ölçüm yapan modeller, görüntü ve yer kaplamama gibi özellikleri sayesinde çok satılan ürünlerdir. Ancak yapılan birçok test göstermiştir ki, bilekten yapılan ölçümlemeler çoğu zaman doğru sonuç vermemektedir.

    Kimler evinde tansiyon aleti bulundurmalıdır?


    Genel olarak herkesin evinde olması gereken bir tıbbi alettir. Aşağıda saydığımız kriterlerinden birini dahi bulunması evinize en kısa sürede ister manuel ister digital bir tansiyon aleti almanız için yeterlidir.
    • Özellikle düşük ya da yüksek tansiyon hastalığı olanlar
    • Kalp damar hastalığı olanlar
    • Şeker hastaları
    • Spor yapanlar
    • Kilo ve obezite sorunu olanlar
    • Daha önce ameliyat geçirmiş olanlar
    • Hamileler
    Tansiyon ölçülürken nelere dikkat etmek gerekir?
    • Tansiyonu ölçülecek kişinin dinlenmiş olması gerekir. Aksi takdirde tansiyon ölçme doğru bir sonuç vermeyecektir.
    • Tansiyon aletinin bozuk olmadığı ya da hatalı ölçüm yapıp yapmadığı kontrol edilmelidir. Bunu en doğru hastanelerdeki Riva-Rocci tansiyon aletleri ile kıyaslayarak yapabilirisiniz.
    • Tansiyonu ölçülecek kişinin oturur pozisyonda olması gerekir.
    Sol koldan ölçüm yapılması çoğunlukla daha doğru sonuçlar elde etmenizi sağlar.


    kaynak: http://www.ozde.org/
      etmenizi sağlar.

      Migrenin düşmanları

      Migrenin düşmanları



      Migren ağrılarınız zaman zaman dayanılmaz hale geliyorsa yanlış yaptığınız bir şeyler var demektir.


      Bazen yedikleriniz, bazen de yaşamşekliniz migren ağrılarınızın dayanılmaz hale gelmesine neden olabilir. Eğer migreniniz varsa yediklerinize dikkat etmeli ve ağrıları şiddetlendirecek şeylerden uzak durmalısınız.



      Yiyecekler

      Bazı yiyecekler migren ağrılarını güçlendirir. Bu yiyeceklerden hangisinin migreninize iyi gelmediğini bilmeli ve ondan uzak durmalısınız. İşte bu yiyeceklerden bazıları: peynir, süt ve süt ürünleri, muz, bira, şarap, tuz, soya sosu, avokado, çikolata, fındık, soğan, turunçgiller en çok ağrı veren yiyeceklerdir.



      Kafein

      Kafein içeren yiyecek ve içecekler migrenin şiddetlenmesine yol açabilir. Bu nedenle kafein içeriği yüksek olan kahve, soda, çay, çikolata gibi içecek ve yiyeceklerden uzak durulması gerekir.



      İlaç tedavisi

      Hipertansiyon ve kalp hastalıklarıiçin kullanılan ve damarlardaki kan seviyesinin yükselmesine enden olan ilaçlar migren ağrılarını artırır. Ayrıca östrojen içeren doğum kontrol haplarının da migren ağrılarına etkisi vardır. Böyle bir durumda doktorunuzlakonuşmalı ve migreniniz olduğunu belirterek farklı bir ilaç önermesini istemelisiniz.



      Duygusal değişimler ve stres

      Dönemsel baskılar, sinir ya da depresyon gibi duygusal değişimler migrene neden olabilir. Olumsuz olaylar migren ağrılarını artırabileceği gibi evlenme, bebek sahibi olma gibi mutlu olaylar da migren ağrılarının hafiflemesini sağlar.



      Duyuların uyarılması

      Parfüm, sigara gibi kokular çoğu zaman migrenin şiddetlenmesine neden olabilir. Ayrıca parlak ışık, güneş ışığı gibi göz alıcı şeyler de migren ağrılarını artırır. Bu nedenle çevrenizdekileri çok ağır kokulu parfümleri kullanmamaları konusunda uyarabilirsiniz. Gündüzleri güneş ışığına karşı güneş gözlüğü takabilir ve ev temizliğinde kokusu olmayan ürünleri tercih edebilirsiniz.



      Uyku

      Çok fazla uyku ya da bölünen uyku migrene neden olur. Eğer yeni anne olduysanız ve uykunuz sürekli olarak bölünüyorsa eşinizden bu konuda destek alabilirsiniz. Bir yolculuğa çıkacaksanız doktorunuzdan uyku ilacı önermesini isteyebilirsiniz. Böylece uykunuzun bölünmesini engellersiniz.



      Hava değişimi

      Mevsimsel ve beklenmedik sıcaklık değişimleri migrene neden olabilir. Hava basıncı, bir anda bastıran yağmur migren ağrılarını arttırır. Aynı zamanda yüksek yerler baş ağrısına neden olabilir. Bu nedenle dağcılar, bisikletçilerin en büyük sorunlarından biri baş ağrısıdır. Uçak yolculuğu da migreni şiddetlendirenler arasındadır.



      Fiziksel faktörler

      Ağır bir eşya kaldırmak gibi fiziksel güç gerektiren işler de migreni tetikler. Bu nedenle egzersiz yaparken size zor gelecek hareketlerden kaçınmalısınız. Ağır bir şey kaldıracaksanız yardım istemelisiniz. Lif oranı yüksek yiyecekler tüketmelisiniz.



      Hormon değişimleri

      Regl döneminde kadınlarda görülen migrene menstrüel migren denilir. Migren ağrıları menopoz döneminde çok daha fazla görülür. Aynı zamanda doğum kontrol yöntemlerinin kullanıldığı ve hamilelik dönemi de migren ağrılarının arttığı dönemlerdir.

      Kaynak=